Geleceğin Ofisi Nasıl Olmalı?

Ricoh Europe, London, 01 April 2021 – Ofislerin ömrü ile ilgili olarak süregelen tartışmalar bitmek üzere. Ofislerin iş hayatndaki rolünün değiştiğini artık hepimiz biliyoruz. Ayrıca mevcut durumun bu şekilde devam etmeyeceğini de kabul etmemiz gerekiyor. 

Mevcut veriler, ofislere olan ilginin bitmediğini gösteriyor. Özellikle Avrupa bölgelerinde yüksek kaliteli, konforlu ve kullanışlı alanlara olan talep artarak devam ediyor. Aslında, CBRE, ofislerin karma bir çalışma ortamında oynayacağı kilit rolü belirterek 2021 yılında ofis kira bedellerinin  pandemi öncesi seviyelere ulaşacağını öngörüyor. 

Bu durumda, ofislerin önemi konusundaki tartışmaları bir kenara bırakarak, daha ilginç bir konuyu ele almamız gerekiyor; gelecekteki ofislerin tam olarak nasıl olması gerekecek?

Teknoloji yatırımlarından en iyi şekilde yararlanılmalı

Tüm iş dünyası, salgının dijital dönüşüm çabalarını nasıl hızlandırdığını herkesin tahmin edebileceğinden çok daha iyi biliyor.

Kabul edilebilir ki, bir çokları için geçtiğimiz dönemde ofislerdeki çalışmalar başlangıçta pandemic şartlarına uyum sağlama çabasıydı. Ancak hukuk sektörü gibi baskı ağırlıklı birçok sektör artık dijital işyeri araçlarının gücünü deneyimledi. Hatta bazıları ilk kez Google Drive veya Office 365 gibi bulut tabanlı belge çözümlerini bile benimsedi. Bu, kendi dijital yolculuklarında çok ileride olan işletmeler için özellikle devrimci görünmeyebilir. Ancak bu dönüşüme yeni başlayan şirketlere yönelik operasyonlarda büyük bir değişim anlamına geliyor. 

Ama değişim burada bitmemeli. Bu dönüşüm programların gerçek gücü, bunları akıllı yazıcılar ve tabletler gibi cihazlar aracılığıyla ofis alanına entegre ettiğinizde ortaya çıkıyor.

Geleceğin ofisi, bilgiye anında erişilebiliyor olmayı ve çalışanlar nerede olursa olsun iş akışlarını otomatikleştirebilmeyi gerektirir. Avuç içi ve parmak izi tanıma sağlayan biyometrik araçlar, bulut özellikli çok işlevli yazıcılarda temassız işlemlere imkan sağlayabilir. Bu, yalnızca bilgileri daha güvenli kılmakla kalmaz, aynı zamanda matbu evrakları dijitale dönüştürmeyi her zamankinden daha kolay hale getirerek zamandan tasarruf da sağlar

Fiziksel alanlar akıllı ve sezgisel olmalıdır

Daha fazla ofis alanına sahip olan büyük şirketler, bulut tabanlı iş akışı araçlarına halihazırda aşina olabilir. Ancak, işyeri yönetimi çözümlerinin neler sunabileceğini henüz keşfetmemiş de olabilirler.

Kahve makinesinin üzerine dijital ekranlar yapıştırma fikri ilk bakışta tuhaf görünse de, bunun şirket içi iletişim üzerindeki etkisi küçümsenemez. Dijital ekranlar, dikkatleri iletilmek istenen mesajlara anında çekmenin etkileşimli ve dinamik yollarıdır. Bir iş arkadaşınızla bir oda rezervasyonu konusunda daha önce çatıştıysanız, o zaman düzgün çalışan bir entegre oda rezervasyonu yazılımının çalışanların hayal kırıklıklarını azaltmak için neden bir zorunluluk olduğunu da anlayabilirsiniz. 

Sadece bu tarz yenilikler de geleceğin ofisi için yeterli değil. Bulutla çalışan bir işyeri geliştirme platformu olan RICOH Spaces gibi araçlar, masa rezervasyonlarından yön bulmaya kadar iş yerinizin her alanını dijitalleştirebilir. Bu araçların gelecekte de gelişmek için büyük potansiyeli var. Bir gün odalara erişimi yönetmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanıldığını da zaman bizlere gösterecek. 

Çalışma ortamları, güvenli işbirliğini teşvik etmelidir

Artık birçok şirket, uzaktan çalışma için işbirliği araçlarını standart olarak kullanıyor. Ancak ekip çalışmasını ve yaratıcılığı geliştirmek isteyen işletmeler için bu araçların ofisin dört bir yanına  entegre edilmesi gerekiyor.

Etkileşimli beyaz tahtalar ve projektörler gibi ses, video ve görüntüleme araçları, önemli fikirlerin ofis, ev veya çalışmanın gerektiği herhangi bir yer arasında kolayca ve kayıpsız paylaşılmasını mümkün kılma anlamında kesintisiz bir dijital çalışma deneyimi yaratmak için oldukça ileri seviyelere ulaştı. Akıllı İşbirliği Odalarımızın ve Reactive SUITE çözümlerimizin arkasındaki mantık budur. Daha da ileri giderek, bir gün, hologram teknolojisinin bu araçları daha da güçlendirdiğini de görebiliriz.

Bu heyecan verici gelecek öngürüsüne rağmen, çalışma alanlarında sağlıklı ve güvenli bir şekilde çalışılmasını sağlamak her zaman herhangi bir ofisin ön şartı olacaktır. Örneğin, uzak ve temassız termal görüntüleme kameraları, COVID-19 sonrası dünyada yeni bir öneme sahip olmuştur. Bu gibi cihazlar, şirketlerin işbirliği ortamlarının riskini daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir ve enfekte olabilecek kişileri belirleyerek çalışanların sağlığını korumak bakımından önleyici rol oynayabilirler. 

Seçici olmayı ve akıllıca yatırım yapmayı unutmayın

Geleceğin ideal ofisini inşa etmenin anahtarı, boşa harcanan alanı en aza indirirken üretkenliği en üst düzeye çıkaran çözümlere yatırım yapmaktır. Aynı zamanda geleceğin getirebileceği heyecan verici yeniliklere açık olmak da önemli bir faktördür. Ancak bu gelişmelerin niteliği, iş sektörü ve şirket büyüklüğü gibi birçok farklı faktöre ve bir şirketin dijital olarak hangi seviyede olduğuna bağlı olacaktır.

Geleceğin ofisi söz konusu olduğunda herkese uyan tek bir model yoktur; ancak en doğru modeli oluşturmak, çalışanların nerede olurlarsa olsunlar ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına yardımcı olmak için çok önemlidir.

Ricoh'un dijital dönüşümünüzü hızlandırmaya, ofis kapasitesi zorluklarını gidermeye ve iş yerinizi güvende tutmaya nasıl yardımcı olabileceğini keşfetmek için burayı tıklayın.